YAŞADIĞIM ŞEHRİ TANIYORUM

"İSTANBUL"

6 Ekim İstanbul'un kurtuluşuymuş, okula gelirken İstanbul fotoğrafları getirmemizi istedi öğretmenlerimiz. Evde annelerimizle, babalarımızla İstanbul fotoğraflarına baktık, beğendiklerimizi seçtik, elimizde fotoğraflarımızla okula geldik. Ve tabi aklımızda sorular: "İstanbul'un kurtuluşu ne demek? Neden kurtuldu İstanbul? O zamanlar kimler yaşıyordu İstanbul'da?" Önce öğretmenlerimizden dinledik İstanbul'u, sorularımızı yanıtladılar, merakımız iyice arttı ve İstanbul'un sembollerini konuştuk sonra. Sadece dinleyip, izleyip öğrenmek yetmedi bize, bu sembolleri bir de bizim gözümüzden görün istedik. Yıldız sınıfları olarak birer İstanbul sembolü seçtik ve seçtiğimiz sembolleri sınıfça hazırladık. Herkes görsün dedik bizim İstanbul'umuzu, okulumuzun girişine astık çalışmalarımızı. Balon sınıfları olarak da, bir İstanbul sembolü seçtik ve hepimiz portfolyo dosyamıza koymak için kendi ellerimizle hazırladık İstanbul sembolümüzü. 

İstanbul o kadar büyük, o kadar güzel bir şehirmiş ki; anladık bu iş bir günde bitmeyecek. Nirva Abla koştu yardımımıza, meraklı sorularımızı yanıtlamak için. Nirva Abla, okulumuzun bölüm asistanı ve İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Yüksek Lisans mezunuymuş. "Size İstanbul'u anlatabilirim; videolarla, fotoğraflarla İstanbul'u, İstanbul'un tarihi eserlerini gösterebilirim." dedi. Çok sevindik bu teklife, heyecanla kabul ettik. "İstanbul çok büyük bir şehir, tek bir gün bize yetmez. Her ay sınıfınıza bir gün konuk olarak geleyim, her ay yeni bir eser tanıyalım ister misiniz?" dedi. Bayıldık bu fikre; konuk ağırlamayı da, İstanbul'u dinlemeyi de çok sevdik çünkü. Bu ay Anadolu ve Rumeli Hisarı'nı anlattı bize. Her ay yeni bir konuyla konuğumuz olacak, söz verdi, anlaştık. Sırada Galata Kulesi varmış, sonra Ayasofya, sonra Topkapı Sarayı, sonra Mimar Sinan ve eserleri, sonra Dolmabahçe Sarayı ve en son Yıldız Sarayı. Heyecanla, merakla bekliyoruz Nirva Abla'nın bir sonraki ziyaretini...